aksaa25 @ hotmail.com

Dünyanın en güçlü devletler birliği dediğiniz Amerika Birleşik Devletleri'nin para birimi olan dolar gerçekte o devletlere ait değil. ABD'nin aslında "Dolar Basma Hakkı Yoktur". Doları özel şahısların sahibi olduğu finans kurumu FED basıyor. Fed'in ortakları 8 büyük aileden oluşur. Bunlar; Rockefeller, Goldmen Sachs, Lehman Brothers, Kuhn Loebs, Rothschild, Warburg, Lazard ve Moses Seifs aileleri.

Amerikan Hazinesi doları kendisine borç olarak alıyor. Borç olarak aldığı için, bankerlere her yıl 500 milyar dolardan daha çok faiz öder. Daha açık bir ifadeyle, Amerikan halkı kendi parası olan doları faiz ödeyerek kullanıyor. Öyle ki dolar daha önce şu anda olduğu gibi 1971 yılına kadar Devlet Hazinesi'nde olan altın miktarı kadar basılıyordu ancak altın sürekli olarak yurtdışına çıktığından ABD'nin dış ticaret açığı hızla büyüyordu. O dönem ABD, çok fazla Avrupa ve Japon malı aldığı için onlara sattığı ürünlerle onlardan aldığı ürünler arasındaki fark altınla tahsil ediliyordu. Zira o dönemde ülkenin parası dolar, hâlâ altına dayalı bir paraydı.

Günümüzde ise doların altın ya da başka bir kıymetli maden üzerinden hiçbir karşılığı yok. 1944 Bretton Woods Para Antlaşması ile dolar karşılığında altın taahhüdü yapılmıştı. Ancak 1972 yılında o zamanki ABD Başkanı olan Richard Nixon, tek taraflı olarak altın karşılığını kaldırdı ve dolar kağıt paraya dönüştü.

Fakat günümüzde bankerler dolar için kağıt dahi kullanmıyor. İşler elektronik ortamda üretilen dolar ile yürütülüyor. Maliyeti sıfır olan dolar, bankerlere servet kazandırıyor.

2008 yılında 800 milyar dolar olan FED bilançosu, kriz bahane edilerek 2012 yılında 4 trilyon dolara çıkarıldı. Yani, piyasaya 3,2 trilyon dolar ilave para sürüldü. Sürülen bu paranın da maliyeti yok. Parayı kullananlar ise karşılığında ekonomik değer veriyor ayrıca üstüne bir de faiz ödüyor.

Amerikan yasalarına göre devlet borcunun bir limiti var. Amerika bu limiti tam olarak 5 sene önce yakaladı. Bankerler borç limitinin artırılması için kulis yapıyor. Çünkü Amerika’nın borcu arttığı oran değerinde bankerler bastıkları maliyetsiz doları Amerikan hazinesine borç olarak veriyorlar.

Kısacası dolar imparatorluğu Amerikan Devleti'ni kendi çıkarına kullanmayı gayet iyi beceriyor. Bu sayede de dolara zarar verecek uluslararası siyaseti ABD kanalıyla uyguluyor. Yaşanan örnekler, Saddam ve Kaddafi’dir. Her ikisi de dolar dışında para ile petrolü satmak istedi. Katledildiler. Dolar dışında para ile petrol satıldığı zaman, dolara talep düşüyor; dolaysıyla da doların uluslararası para olma vasfı zarar görüyor.

Iran ile ABD arasındaki problemin gerisinde "petrolü dolar ile satacaksın" dayatması var. Nükleer silah üretimi tamamen bahane. Zira Atom Enerjisi Kurumu "İran'ın nükleer silah üretecek teknolojiye sahip olmadığını" açıkladı. Meselenin gerisinde dolar var. İran "TL ile dış ticaret yapmayı" yasal hale getirdi. İran-Türkiye ve Rusya, ulusal paralar ile ticaret yapacaklarını beyan ettiler. Bu beyan dolara zarar veriyor. İçlerinde en zayıf halka ise İran.

Cebinde dolar tutan her kişi karşılığında bankerlere ekonomik değer ödemiştir. Borç almışsa da hala faiz ödemeye devam ediyordur.

Kasasında dolar tutanın, devlet ya da özel hukuk tüzel ve gerçek kişi olmasının hiçbir önemi yok. Tutulan her birim dolar karşılığında, her gün bankerler para kazanıyor. Bu kazancın azalmasına müsaade etmemek için, savaş çıkarmak dahil her türlü dış politikayı ABD kanalıyla uyguluyor.

Dolar imparatorluğunun en önemli kolu, Dünya Bankası ve IMF’dir. Bu kanaldan bastıkları dolarları az gelişmiş ülkelere borç veriyor; IMF kanalı vasıtasıyla da ülkelerin ekonomik egemenliğine karışmış oluyorlar. IMF'den borç almayan hükümetler ise teker teker kara listeye alınıyor.

Bir de konsorsiyum kredileri var. Bunun için bankerler bir araya geliyor. Az gelişmiş ülke bankalarına uzun vadeli konsorsiyum kredileri açıyor, fakir ve gelişmemiş ülkelerin bankerlerden kredi alan bankaları, halkı soyup soğana çevirerek bankerlere her yıl milyarlarca dolar faiz ödüyor.

Ve sonuç olarak dolar imparatorları çok acımasız. Doları korumak için dünyayı bir kibritle ateşe vermeye her an hazır şekilde bekliyorlar.