turancevik @ gmail.com

GÜL YÜZLÜM

Bu akşam layihamda remz ettiğim yüzün, çaldıkapımı yine,

Bakakaldım meyline, kapının eşiğinden süzülen gözlerinin şemsine

Heyhat!  Bu ışık, ayrılık yasını yamar, sevginin her zerresine

Ben, huzmelerinden süzülen hüznümün pasını silemedim

Firakınla kavrulan gönlüme bir merhem süremedim.

Sen ey gülüşüne kandığım, hayalinle pür melal yandığım.

Kapıyı aralayıp, gül yüzlü bir tebessümle içeri giremedin

Bir sevda mahkûmuna, müberra bir muştu veremedin.

Müzmin sevdanın kuyruğuna takılmış bahtsız bir avareyim

Sensiz karanlıkta kaybolmuş serkeş bir divaneyim.

Gül yüzlüm, bu akşam gözlerimden katre-i matem düştü

Dermansız umutlar, ardından birer birer yorulup, bitap düştü

Ey vuslat! Ayrılık ateşten bir kor gibi yakıyor yüreğimi

Ben, sensizliğe alışamadım, rahmet kapısına sır açamadım

Şafağı kopardılar gözlerimden, tanyelinin izini süremedim

Sen ey! Değirmen taşı gibi içimi kemiren ahu bakışlım

Yeter, yeter gözlerimi tükenmeyen ahu-zarına hasrettiğim

Saklama gül yüzünü, ruhumun karanlığı dağılsın üzerimden

Neyzenin dudağından, şems aşkıyla, neyeüflenen ruhum

Bir muamma gecenin beşiğinde, acıyla kıvranan kulum.