turancevik @ gmail.com

Nefes almak ne zormuş meğer, enkaz altında.

Saat sabahın seher vakti, gelen bir telefonla ölüm uykusundan uyandırdı biri beni. Büyük bir deprem oldu dayı duymadın mı? Bu sesi duyar duymaz, ölüm uykusundan uyanıp, enkaz altında kaldım sanki. İş makinaları tepemde çalışıyor, balyoz yüreğime küt küt vuruyor.

Hiç bugüne kadar işitmediğim, anlamadığım, bana aşina olmayan sesler işitiyorum. Ama sanki gelen seslerdeki duygu aynı. Anlamasam da yüreğimde hissedebiliyorum.

Ayaklarım deniz kumlarının arasında gömülmüş, paslı inşaat demirleriyle pranga vurulmuş gibi hareketsiz kaldım. Dilim tutuldu, dişlerimle dilimi ısıra ısıra bir hal oldum. Dışardan sesleri duyuyorum ama beni benden başka işiten yok. Beton duvarların soğukluğu iliklerime kadar işledi.

Belki bir güneş ışığı sıza bilse bir delikten dilim açılacak, haykıra cam üzerime çöken ölüme inat.

Ağlayanlar, bağrışanlar, çığlıklar peş peşe yankılanıyor ruhumda. Adım atabilsem, ayaklarıma hükmedebilsem, belki kurtulabil ecem bu travmadan ama bir bebeğin baba diye yüreğinden boşalan haykırışı beni olduğum yerde öylece kalmamı emrediyor. Tam bir ruhsal enkaz altında hissediyorum kendimi.

Hangi baba yavrusunu enkazın altında bırakıp kendi çıkmak ister ki?

Bir tabuta kaç kişi sığar ki? Kendi eliyle evim diye aldığım tabuta neden sevdiklerim uzansın ki benim yerime. Ben öleyim, oğlum yaşasın, ben öleyim sevdiklerim yaşasın, ben öleyim masumlar yaşasın.

Sonra kendime biraz geldim dedim ki:

Benden önce bu tabuta uzanması gerekenlerde de var. Tarım arazisini arsa diye parselleyenler var. Bu parselin üzerine mimari proje diye modern mezar yerleri çizenlervar. Bu tabutlukları, yapanlar var, yaptıranlar var…

Hep birlikte ölümü düşünmek lazım.

Ölümü düşünmek ne zormuş meğer. Sorgu var, sual var. Hak var, mutlak adalet var. Herkesin adaleti şaşar amma Allah’ın adaleti şaşmaz. Orada torpil sökmez, rüşvet işlemez.

Ben bunları düşünürken uyandım akreple yelkovan ölüm uykusuna daldı sanki. Hep aynı yerde takılı kaldı. Zaman geçmiyor.

Bugün tam yedi gündür hepimiz enkaz altındayız, kurtarılmayı bekliyoruz sanki. Nefesimiz kesildi, enkaz altından bir ses, bir nefes, bir kalp atışı işitebilmek için sessizliğe gömüldük.

Bizim için, önümüzdeki bekleyen günler zor geçecek. Yurdumuzun her köşesinde kalbi olanlar, kalbi atanlarherkes enkaz altında kaldılar. Enkaz altından bir an öncesilkinip çıkmak lazım. Yardım isteyen her eli şefkatle tutmak, seslenene ses vermek boynumuzun borcu olmalı.

Milletimizle el ele verip, yasımızı birlikte tutalım ve kırılan umutlarımızı yeniden tamir edelim. Yurdumuzu bize yurt yapanlara borcumuzu ödeyelim. Ve umarım bundan sonra bir kez daha enkaz altında kalmamak için ölüm uykusundan bugünden uyanırız.